2011-2012 Tiyatro sezonu Ekim ayında Beyoğlu Küçük Sahne'de Türkiye prömiyerini yapan 2. Dünya Savaşı sonrası çağdaş sanat felsefesinin tartışmalarını içinde barındıran ressam Mark Rothko'nun atölyesinde geçen Kırmızı İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda (İDT) devam ediyor.
John Logan’ın yazdığı, Eray Eserol’un çevirdiği Kırmızı oyununu İskender Altın sahneye koydu. “Speer” gibi rollerin unutulmaz oyuncusu Nihat İleri (Rothko) ile Turan Günay (Ken)ın oynadığı Kırmızı’nın dekor ve kostümü Şirin Dağtekin Yenen’e, ışık tasarımı Enver Başar’e ait. Oyun’dan 10 dakika önce sona eren 30 dakikalık bir film de gösteriliyor. Filmi izleyebilen seyirci oyuna daha konu bakımından daha hakim olabiliyor. Oyunu sadece oyuncuların yorumundan izlemekte mümkün, hatta ayrı bir lezzet. Zaten ressamın hayatına dayalı çok kapsamlı, alınması ihmal edilmemesi gereken bir broşür de hazırlanmış.
Oyun, 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika’da ürün veren sanatçılar ve yaptıkları eserler 20. Yüzyılın 2. Yarısını etkiler. İşte Kırmızı bu dönemin en önemli sanatçılarından Mark Rothko (Marcus Rothkowitz,
1903-1970)’nun atölyesinde asistanıyla geçen inişli çıkışlı iki yılının konu olarak alıyor.
Rothko’nun broşürde Eserol’un çevirisiyle yer alan “Sanat, Gerçeklik ve Algılanması” makalesi şu sözlerle bitiyor;
“Bizim kavranmasını istediğimiz, ressamın da filozof gibi ifade ederken kullandığı dilin, kendi bağlamında derinlikli olduğu, her sanat ürününde aranması gereken derinliğin de felsefesinde saklı olduğunun bilinmesidir”
Yukarıdaki satırların da fikir verebileceği gibi plastik sanatların konu edindiği oyun görme şansının az olduğu düşünüldüğünde “Kırmızı” meraklısı için daha da önem kazanıyor.
Oyun, 2. Dünya Savaşı sonrası Amerika’da ürün veren sanatçılar ve yaptıkları eserler 20. Yüzyılın 2. Yarısını etkiler. İşte Kırmızı bu dönemin en önemli sanatçılarından Mark Rothko (Marcus Rothkowitz,
1903-1970)’nun atölyesinde asistanıyla geçen inişli çıkışlı iki yılının konu olarak alıyor.
Rothko’nun broşürde Eserol’un çevirisiyle yer alan “Sanat, Gerçeklik ve Algılanması” makalesi şu sözlerle bitiyor;
“Bizim kavranmasını istediğimiz, ressamın da filozof gibi ifade ederken kullandığı dilin, kendi bağlamında derinlikli olduğu, her sanat ürününde aranması gereken derinliğin de felsefesinde saklı olduğunun bilinmesidir”
Yukarıdaki satırların da fikir verebileceği gibi plastik sanatların konu edindiği oyun görme şansının az olduğu düşünüldüğünde “Kırmızı” meraklısı için daha da önem kazanıyor.
# Resim, Heykel # Hareket Sanatları # Tiyatro & Dramatik Sanatlar # Fotoğrafçılık - Fotoğrafçılık Eğitim Dersleri # Grafik ve Tasarım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sanat,Resim,Heykel,Tiyatro,Sinema,Fotoğrafçılık,Dans