Translate

Sayfalar

6 Haziran 2010 Pazar

Güzelliğin ve estetiğin tamamlayıcı unsuru takı

Estetik ve Tutkunuz Süsü Takılar





Estetik ve tutkunun süsü:

Takılar






Geçmişi çok eskiye dayanan takı sanatı, ilk zamanlarda dinsel ve büyü yapma amacı için kullanılsa da, çoğu zaman toplum içinde bir statü göstergesi oldu. Boncuklardan altın ve gümüşe, yarı değerli taşlardan fildişine kadar birçok madde, takı sanatında kullanıldı. İnsanlar takılara kötülüklerden uzak tutmak için doğa üstü güçler atfederken, aynı zamanda güzelliğin ve zerafetin önemli bir parçası saydı.

Bilezikler, yüzükler, kolyeler, halhallar başta olmak üzere takılar yaratıldıkları medeniyetleri, kültürleri sembolize eder.

Güzelliğin ve estetiğin tamamlayıcı unsuru takı, geçmişten bugüne değişen formlarına karşın önemini hep korudu. Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Amerika'ya kadar yeryüzünde bilinen bütün kültürlerde görülen takı, kimi zaman güzellik ve estetik amaçlı kullanılmış. Kimi zaman da büyünün ve toplumsal kast sistemlerinin simgesi olmuş. Farklı kültürlerde farklı formlar bulan takılar altın, gümüş, çeşitli madenler, yarı değerli taşlar, ağaç, fildişi ve kemiklerden yapıldı. Bilezikler, yüzükler, kolyeler, halhallar başta olmak üzere takılar yaratıldıkları medeniyetlerin özlerini içinde barındıran semboller olarak günlük yaşama estetik ve zenginlik katmaya devam ediyor. Mistik ve bilinmeyen dünyanın unsurları olarak kullanılan takılar hem tanrılara yalvarmanın, hem de kötülüklerden uzak durmanın bir aracıydı. Takıların şans getirdiğine inanılırdı. Bu yüzden ava gidilirken takıldığı gibi, savaşçılarda savaşlara giderken takılarla süslenirdi. Yani, takılar sürekli bir sembolik değer yüküyle karşımıza çıkar. Toplumlar, takılarda estetiği, mutluluğu, güzelliği, sağlığı ve şansı gördü. Takı tasarım ve yaratımı, içinde oluştuğu kültürün temelinde sanatçıların yaratıcılığıyla form bulur. İlk topluluklarda kadına tanrısal bir nitelik atfedilmişti. Doğum ve bereket kadında somutlaşmış, ana tanrıça figürü ile kutsal bir özellik yüklenmiştir. Tanrı- tanrıça heykelleri takılarla süslenirken, kadınlarda takılarla birlikte tanrısal özelliği paylaştı. Günümüzde ise, takılar giysileri tamamlayan bir güzellik aksesuarı olarak öne çıkıyor.

Anadolu'nun zengin takı kültürü

Bir kültürler mozaiği olan Anadolu ve Mezopotamya'da antik uygarlıklardan günümüze her dönemde kendini ait bir tarz görülür. Yaşam biçimi ve takı formları birbirine bağlı şekiller alır. Hititler'den bugüne Anadolu'da kullanılan sembol ve figürlerde ise bir devamlılık dikkati çeker. Örneğin metal ve taşlarla süslü takıların kullanıldığı Orta Asya Türk el işçiliğinde takılara değerli taşlar mıhlama ile yerleştirildi. Türkmen kadınları için her takının sosyal statü anlamı vardı. Özellikle ticaretn geliştiği şehirlerde takı önemli bir işleve sahipti. Suriye'den çıkarılan Antik Çağ Palmira heykellerinde, kadınlar servet ve gücü simgeleyen takılarıyla birlikte gösterilmiştir. Antik Yunan takılarında tanrı ve tanrıça figürleri yaygın olarak kullanılırdı. Aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit ve Eros figürleri en çok tercih edilenlerdi.Afrika'da Masai kabilesi kadınlarının kullandığı kolları ve bacakları saran bilezik modellerinin Güney Asya'da ve hatta Anadolu'da da kullanılmış olması kültürel etkileşimlerin bir işaretidir.

Anadolu Türk kadınları nazara karşı Hamail kolye takar ve bunun bolluk bereket getireceğine inanırdı. İslam öncesi bir inanış olan bu gelenek hala etkisini sürdürmektedir. Üçgen yapılı kolyenin sarkaçları 3,5,7,9,12 gibi kutsal kabul edilen sayılarla düzenlenmiştir. Anadolu'da büyü ve nazardan korunmak için yapılmış takıların çoğunluğu göz ve el biçimindedir. Dini inançların yanısıra gelenekler de takılar da önemli bir rol oynar. Anadolu kültüründe Antik dönemden günümüze kadn başlıkları önemli bir takı alanıdır. Başlıklar, taç, saç, süslemeleri, hızmalar, ön kol ve pazıya, bazen de ayak bileklerine takılan halhal ve baldırlara takılan bilezikler, yüzükler, saç iğneleri hep 30 bin yıllık tarih üzerinde şekillenmiştir. Anadolu kadınlarının Hititler'den günümüze kadar giysilerinin temel renklerinin ve biçimlerinin değişmediği görülür.

Altın ve gümüşün kutsal gücü

Ateşin keşfi ve böylece madenlerin eritilmesiyle yeni bir döneme girildi. Geçmişten bugüne takı ve kuyumculukta kullanılan madenler başta altın olmak üzere gümüş, bronz ve bir ölçüde demir bir çok forma girdi.

Yüzyıllardır altın hem takının hem de ekonominin merkezinde yer aldı. Sonsuz ömrü olan ve kolay işlenebilen altın, doğada az bulunan kıymetli bir maden. Altın en değerli madde olarak kabul edildiğinden, toplum için önemli törensel simgeler altından yapıldı. Tanrılara altın sunaklarda, altın hediyeler sunuldu. altın tanrısallığın bir simgesi sayıldı. Altın ekonomide olduğu kadar, zırh ve kılıç süslemeleri olarak savaş alanlarına, sosyal ve dinsel alana da girmiş, mitoloji öykülerinde yeralmıştır. Troya Savaşı'nın çıkma nedeni 3 tanrıçanın altın elmayı istemesi değil miydi? Frigya Kralı Midas, herşeyi altına dönüştürme isteğiyle yanıp tutuşmamış mıydı? Bu isteği ise onun laneti olmuştu. Amerika'nın keşfinden sonra İspanyollar 'Altın şehir Eldorado'yu aramadılar mı? Altın ölüm sonrası inanca da yansımış ve Mısır'da firavunlar piramitlere değerli altın eşyalarla gömülmüştü.

Gümüş ise tarih boyunca kötülükleri kovduğuna ve şans getirildiğine inanılan bir metal. Parlak yüzeyi ile yüzlerce yıl ayna olarak kullanılan gümüş Anadolu'da şans için ve kem göze karşı takılarda yer almış. Örneğin, Anadolu ve çevresinde yeni doğan bebeklerin ilk banyo suyuna gümüş para atıp uğu getirmesi dilenir. 19. yüzyılda altın ekonomide birinci sıraya yükselene kadar gümüş para ekonomisi geçerliydi. Gümüş kuyumculukta altına oranla daha fazla işlenmekte ve kullanılmaktadır. Çeşitli işlemler ile yeşil, mavi, gri, ve sarı ışıltılar oluşturulabiliyor ve parlak yüzeyinde dsenler çizilebiliyor.

Parlak renleri, estetik görünüşleri ile mineraller, kristaller değerli ve yarı değerli taşlar en eski çağlardan beri takıda kullanılıyor. Elmas, zümrüt, yakut, safir, akuamarin, peridot, sitrin, opal, granat, ametist, tukuaz, lapis lazuli, yeşim, ay taşı, agat (akik), kuvars, kalsedon, inci, kehribar takılarda kullanılan değerli ve yarı değerli taşlardır. Takılar, bu taşlara yüklenen farklı anlamlar ile hem süslemede hem de dinsel ayinlerde, hatta tedavilerde bile kullanıldı.

Sembollerin dili

Takılar ifade ettikleri anlamlar ile toplumda yerleşmiş inançları yansıtırlar. Takılarda hayat bulan el, göz, hilal, selvi ağacı gibi motifler hep toplumsal olarak kabul görmüş bir doğruyu anlatır. Bereket tılsımları, naza ve kötü ruhlara karşı koruyucu takılar hem dinsel hem de estetik açıdan bedenleri süsledi.

Hristiyanlık'ta Hz. Meryem, İslam'da ise Hz. Fatma, doğum ve bereketin sembolü olarak kabul edilmiştir. Anadolu yörüklerinin takılarında el motifi olarak işlenmiştir. El; üretimin, alışverişin, sahip olmanın simgesi. Göz motifi de nazara ve büyüye karşı çok kullanılıyordur. Eski Mısır'da en büyük tanrı kabul edilen güneş tanrısı Ra bir göz olarak simgeleştirildi.

Takı sembollerinde ayrıca gök cisimleri de yeraldı. Güneş, özellikle Türkler'de hilal şekliyle ay, yıldız motifleri takılarda hakim motiflerdir. Takılarda daire sonsuzluğu ve ölümsüzlüğü, üçgen hareket ve nazar büyülerini, spiral doğanın kutsal güçlerini, kare-dörtgen-haç-gamalı haç ise evrenin kozmik dengesini anlatır. Takıda kullanılan senboller arasında ruhu olduğuna inanılan bitki ve hayvanlar da vardır. Özellikle Hayat Ağacı olarak kabul edilen selvi, Anadolu ve Mezopotamya'da en çok kullanılan figürlerdendir. Bunun yanı sıra defne, nar, gül, nilüfer, yonca, mine, çiçeği de sık kullanıldı. Hayvanlar arasında ise kıvrılmış yılan ve boynuz figürleri bileklik ve kolyelerde sık görülür.

Modern teknoloji ve mücevher

Anadolu takı ve kuyumculuğun anavatanı kabul dilir. Yaratıcılık ve el emeğiyle altın çağını yaşayan mücevherat sektöründe, günümüzde Goldaş önemli bir yere sahip. Geleneksel sanatı modern takı teknolojisi ile buluşturan Golda Kuyumculuk, her yıl 5 bin yeni ürünü 60 bini aşkın ürün portföyüne katıyor. Dünyanın pek çok ülkesinde ürünlerinin kalitesi ve tasarımlarının güzelliği ile tercih edilen Goldaş, Trend Analizi Çalışma Grubu ile tasarıma büyük önem veriyor. Firma en son teknolojilerle Anadolu'nun binlerce yıllık takı kültürünün izlerini modern çağlara uyarlıyor.

Bugünlerde Goldaş'ın vitrinlerinde duran Tribe, Osmanlı ve Vitray koleksiyonları geleneksel olanı modern çizgilerle bulışturuyor. Etnik çizgi ve tasarımları yansıtan Tribe Koleksiyonu Afrika renklerindeki takılar iri ve gösterişli görünümleri ile dikkat çekiyor. Takılarda kullaanılan deri, tüy, cam ve tahta boncuklardan oluşan objelerin her biri Afrika'yı ve vahşi kıtanıninsanlarını simgeliyor. Hepsinin ortak noktası ise altının sıcak ışıltısı ve ihtişamının buluşması...

600 yıllık Osmanlı medeniyetlerinin çizgilerini taşıyan Osmanlı Koleksiyonu ise saray çevresinde gelişen kültürün izlerini taşıyor. Padişah tuğraları, saray süslemeleri, sikkeler, madalyalar takılara uyarlanmış. Estetik zevk ve ihtişamın kendini gösterdiği Osmanlı Koleksiyonu'nda imparatorluğun ruhunu yansıtan birbirinden farklı çok sayıda unsuru bir arada görmek mümkün.

Vitray Koleksiyonu'nda mücevherlerde ışık ve camın ahengi öne çıkıyor. Cam süsleme sanatı olan vitray, cami, kilise, saray ve köşklerde kullanıldı. Koleksiyonda Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde yer alan vitray motifleri takılarda yeralıyor. Camın yerini gümüş ve altının yansımasının aldığı koleksiyonda, konturlarla belirginleştirilen desenlere mine tekniği renklendirme yapılmış.

Takıyı sanata dönüştüren el işçiliği

Çatı Sanat Galerisi yöneticisi ve takı tasarım sanatçısı Yıldız Baykal, takının binlerce yıllık bir geçmişinden bugüne geldiğini ve insanın kendini ifade etme, diğerlerinden farklılaştırma aracı olarak kullanıldığını söylüyor. "Takı ile kişi kendini daha güzel göstermeye çalışır.

Takı kendini ifade etme aracıdır. Takı takmak mutluluk sağlıyor, estetik açıdan ben de takma ihtiyacı hissediyorum. Takı giyilen en basit giyisi bile daha hoş, çarpıcı yapıyor" diyen Baykal, ilk takıların taşlar, kemikler, boynuzlar ve boncuklardan oluştuğunu kaydediyor. Baykal şunları söylüyor: "Kadınlar, savaşçılar, büyücüler kültürel olarak takı ve boya ile kendilerini değişse bile bütün toplumlarda bu görülür. Anadolu motifleri nerdeyse sonsuz Osmanlı dönemiyle ilgili 4 bin 500 motif bir kitapta toplanabilmiş. Kapı kolu motiflerinden, rölyeflere, kilimlerden mezar taşı formlaına kadar onlarca alanda bunları görebiliriz. Sanatçılar bu motiflerden ilham alarak onları takıya dönüştürüyor. Ancak bu birebir olmuyor, stilize ediliyor, modern bir çizgiye kavuşturuyor."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sanat,Resim,Heykel,Tiyatro,Sinema,Fotoğrafçılık,Dans