Barok Sanat ve Caravaggio
The Death of the Virgin 1605-06; Oil on canvas; Louvre
17. y.y. başından 18. y.y. son çeyreğine kadar uzanan Avrupa sanatına hakim olan bu akıma barok ismi bir yakıştırmadır. Ana kaynağı Roma ve Papalık çevresinde şekillenen anlayıştan beslenmiştir. Rönesans anlayışına ve reform hareketlerinin getirdiği yeni anlayışlara karşı bir propagandayı hedefler.
Barok sözcüğü, Portekizce “Barucca” sözünden gelir. Portekizce’de garip biçimli, eğri-büğrü incilere verilen bu küçültücü ad, aradan yüzyıl geçtiği halde Rönesans ilkelerine bağlılıkta direnen tutucu kişilerce konulmuştu. Batı sanatında her büyük akım, başlangıçta sert tepkilerle karışlaşmış, adlarını da çok kez böyle aşağılatıcı tanımlardan almıştır.
Barok Sanat her şeyden evvel Karşıt-Reform hareketiyle doğmuştur. Bu sebeple de ana kaynağı Roma ve Papalık çevresinde şekillenen anlayıştan beslenmiştir. Rönesans anlayışına ve Reform hareketinin getirdiği yeni anlayışlara karşı bir propagandayı hedefleyen Barok Sanatın yaratıcıları yeni biçim ve reformlarla ruhlara seslenmeyi hedeflemiştir. Kaydedilen kayıp Hıristiyan ruhlarının yeniden kazanılması ve ruhsal kurtuluş için bir seslenmeye dönüşen Barok Sanat eserleri bu sebepten dolayı yoğun bir psikolojik birikimi ve duyarlığı bünyesinde toplamaktadır.
Supper at Emmaus c. 1600-01; Oil on canvas, 54 3/4 x 76 3/4 in; National Gallery, London
Merhamet ve acıma, ihtiras ve heyecan, görkem ve şaşırtıcı bir taşkınlıkla yoğrulan Barok eserler dini ve din dışı konularda görkem ve şaşırtıcı bir taşkınlıkla yoğrulan Barok eserler dini ve din dışı konularda büyük ve tesir gücüne sahiptir. Rönesans düşüncesinde geçerli olan geometrik ve sınırlı formlar ve çizgiler renkler ve ışıklarla dağıtılmış formların psikolojik etkinlik kaynağı olarak renk anlayışı hakim olmuştur.
Barok Sanatın en büyük başarıları sivil niteliğinden kaynaklanmış ve Avrupanın ihtişamını temsil eden tamamen olağan bir nitelik kazanmıştır. Barok, Avrupanın zenginliğine kavuştuğu büyük sömürge imparatorlukları oluşturduğu veya oluşturmaya başladığı bir devrin sanatı olarak kendinden emin, güçlü ve bir ölçüde de gururlu bir sanat anlayışıdır. Belirli bir sanat, bir edebiyat ya da belirli bir kültür dalı akımının karakteri değil, evrensel bir üsluptur. Öyle evrensel bir üslup ki, Batı kültür ve uygarlığına tarihin belirli bir çağında karakterini vermiş, bu çağa damgasını kuvvetle vurmuştur. Barokda simetri ortadan kalkmıştır. Resimlerdeki ışık- gölge dağılımı, her biri ayrı bir gizli kaynaktan ışık alıyormuş gibi resmedilmiştir. XVII. Yüzyılın ortaya çıkışı resim sanatının geçmişle ilintilerini koparmıştır.
En önemli sanatçıları resimde; Rubens, Rembrant, Caravaggio, mimarlıkta; Borramini, heykelde; Bernini’dir.
Kullanılan renkler de ışık ve gölge kullanımının denetimi altında derin bir duyarlığa yönelmiştir. Bu durumun en üst düzeyde karşılığını bulduğu resim sanatı kadar mimari ve heykelde de aynı arayışlar geçerlilik bularak, mimari biçimler ve heykel formları ışık ve gölge dağılımının hakim olduğu hareketli ve değişken canlı ve zengin süslemeli yüzeyler bu sanat kollarına temel teşkil etmiştir. Zengin ışık oyunları ve süslemenin en üst düzeyinde ulaştığı Barok Sanat anlayışının en son süreci içinde bu duyarlık çok daha ileri boyutlara varmış ve bu süreç ana Barok kaynaktan farklı özellikler göstermeye başlamıştır.
Sanat tarihçileri 16. yüzyılın sonunda ün kazanan Caravaggio’yu Barok resmin babası sayarlar. 1573-1610 Milano’dan pek fazla uzak olmayan Caravaggio Köyünden gelen Mihelangelo da Caravaggio, kısa yaşamına sığdırdığı birbirinden başarılı yapıtlarla bu tanımı hak etmiştir. ısa’nın Mezara Konuluşu (Vatikan) adlı yapıtında sağda ellerini acıyla kaldırmış azizeden başlayarak sola doğru kademeli olarak sıralanıp eğilen figürlerin hareketi, ısa’nın sarkan koluyla mezar taşına ulaşmaktadır. Hareket hem acıyı hem mezara konuluşu ifade etmekte, gerek ortadaki kırmızı şal gerek ustalıklı gölge-ışık kullanımı dramatik bir etki oluşturmaktadır. Caravaggio gerçekçi bir ressamdır. Çoğu birer işçi olan azizleri nasırlı ellerle ve çamurlu ayaklarla resimlemekten çekinmemiştir. Bu yüzden kiliseyle sık sık anlaşmazlığa düştüğü bilinir. Sanatçı Golyat’ın Başını Kesen Genç Davud (Gallerie Borghese, Roma) adlı resminde ise uyumlu hareketler, etkileyici yüz ifadeleri ve başarılı gölge-ışık kullanımıyla seyirciyi ürperten güçlü bir dramatik görünüm yaratmayı başarmıştır.
Caravaggio’nun ışığı, vücuda zarafet ve yumuşaklık vermez; serttir ve derin gölgelerle yarattığı karşıtlıkta neredeyse göz alır ve tüm sahneyi, çağdaşlarından pek azının değerlendirebildiği ama sonraki sanatçıları kesinlikle etkileyen uzlaşmasız bir içtenlikle belirginleştirir.
Caravaggio’nun etkisi kısa zamanda tüm Avrupa’ya yayılmıştı. ıtalya’da eğitim gören pek çok sanatçı onun yolunu seçmiştir. Bunlara “Caravaggistler” denir. Avrupalı sanatçılar, ustanın az sayıda yapıtını göremese de dört bir yana yayılan Caravaggistler onun üslubunu tanıtıyorlardı.
The Incredulity of Saint Thomas 1601-02; Oil on canvas, 42 1/8 x 57 1/2 in; Neues Palais, Potsdam
Şüpheci Thomas : İsa’nın çarmıha getirilmesinden sonra yaralarının gerçek olup olmadığını inceliyor. Resimde; Aziz Thomas, İsa ve 3 Havarisinin başları odak noktası olarak ele alınmıştır. Dikkatli baktığımızda geometriksel bir şekil ortaya çıkmaktadır. Konu sadece bir yerde yoğunlaşmaktadır. Bu yoğunluğu ve bütünlüğü sağlamak için de bakışlar konuya doğru yöneltilmiştir. Havariler, İsayı izlerken Aziz Thomasda alnını iyice kırıştırarak parmağını İsanın yarasına sokarak incelemektedir. Bu şok edici gerçekçilik sert bir ışık - gölge ile aydınlatılmıştır. Işık - gölgede konu üzerinde yoğunlaşmıştır. Zaten resme ilk baktığımızda gözde ışık alan yerde yoğunlaşmaktadır. İkinci plânda bir bütünlük sağlanıyor.
Figürler üzerindeki kumaş kıvrımlarının hareketliliği de ışık - gölge ile sağlanmıştır. Yani ışık buraya fazla verilmiş olup ilk burası göze çarpmaktadır. Işık belirli koyuluklarla figürler üzerine yayılmıştır. Sonra Thomasın kolu ve elleri üzerine gölgeleme gelmektedir. Üstteki Havarinin alnında ışık bariz şekilde görülmektedir. Diğer figürde ışık - gölge oyunu yok denecek kadar azdır. Resimde derinlik hissi ve ön - arka ilişkisi vardır. Modle kaygısıyla ışık - gölge açıktan koyuya doğru yapılmıştır. Resimde arka plân düz bir satıhtan oluşmaktadır. Renk olarak bir hareketlilik yoktur. Böylelikle ön tarafta bulunan figürlerdeki hareketlilik, renk, ışık - gölge çok rahat bir biçimde kendini göstermektedir. Kısaca diyebiliriz ki resimde arka plân yoktur. Aziz ve Havari figürlerinde köylüleri model almıştır.
Şüpheci olan Caravaggio, neredeyse sanatta tek başına devrim yapmıştır. Günümüzde bile tablolarındaki güç ve canlılık izleyiciyi şaşırtmaktadır. Caravaggioya göre çirkinden korkmak, aşağılanması gereken bir güçsüzlüktür. O bizzat gördüğü gerçeği arıyordu. Klasik örnekleri sevmiyor, “ideal güzellik” kavramına saygı duymuyordu. Alışık yöntemlerden uzak durup, sanatı taze bir bakış açısıyla ele almak istiyordu. Birçokları Caravaggionun sadece seyirciyi şaşkınlığa uğratma amacı güttüğünü, güzelliğe ve geleneğe saygısı olmadığını düşünüyordu. Ama O, bu tür eleştirilerle karşılaşan ilk ressam oldu. Sanat görüşü, kendisini eleştirenler tarafından bir slogana dönüştürülen ressamdı: O bir “Doğalcı” olmakla suçlanıyordu. Ne varki Caravaggio, vaktini olay yaratmaya çalışmakla harcamayacak denli büyük ve ciddi bir sanatçıydı.
The Death of the Virgin 1605-06; Oil on canvas; Louvre
17. y.y. başından 18. y.y. son çeyreğine kadar uzanan Avrupa sanatına hakim olan bu akıma barok ismi bir yakıştırmadır. Ana kaynağı Roma ve Papalık çevresinde şekillenen anlayıştan beslenmiştir. Rönesans anlayışına ve reform hareketlerinin getirdiği yeni anlayışlara karşı bir propagandayı hedefler.
Barok sözcüğü, Portekizce “Barucca” sözünden gelir. Portekizce’de garip biçimli, eğri-büğrü incilere verilen bu küçültücü ad, aradan yüzyıl geçtiği halde Rönesans ilkelerine bağlılıkta direnen tutucu kişilerce konulmuştu. Batı sanatında her büyük akım, başlangıçta sert tepkilerle karışlaşmış, adlarını da çok kez böyle aşağılatıcı tanımlardan almıştır.
Barok Sanat her şeyden evvel Karşıt-Reform hareketiyle doğmuştur. Bu sebeple de ana kaynağı Roma ve Papalık çevresinde şekillenen anlayıştan beslenmiştir. Rönesans anlayışına ve Reform hareketinin getirdiği yeni anlayışlara karşı bir propagandayı hedefleyen Barok Sanatın yaratıcıları yeni biçim ve reformlarla ruhlara seslenmeyi hedeflemiştir. Kaydedilen kayıp Hıristiyan ruhlarının yeniden kazanılması ve ruhsal kurtuluş için bir seslenmeye dönüşen Barok Sanat eserleri bu sebepten dolayı yoğun bir psikolojik birikimi ve duyarlığı bünyesinde toplamaktadır.
Supper at Emmaus c. 1600-01; Oil on canvas, 54 3/4 x 76 3/4 in; National Gallery, London
Merhamet ve acıma, ihtiras ve heyecan, görkem ve şaşırtıcı bir taşkınlıkla yoğrulan Barok eserler dini ve din dışı konularda görkem ve şaşırtıcı bir taşkınlıkla yoğrulan Barok eserler dini ve din dışı konularda büyük ve tesir gücüne sahiptir. Rönesans düşüncesinde geçerli olan geometrik ve sınırlı formlar ve çizgiler renkler ve ışıklarla dağıtılmış formların psikolojik etkinlik kaynağı olarak renk anlayışı hakim olmuştur.
Barok Sanatın en büyük başarıları sivil niteliğinden kaynaklanmış ve Avrupanın ihtişamını temsil eden tamamen olağan bir nitelik kazanmıştır. Barok, Avrupanın zenginliğine kavuştuğu büyük sömürge imparatorlukları oluşturduğu veya oluşturmaya başladığı bir devrin sanatı olarak kendinden emin, güçlü ve bir ölçüde de gururlu bir sanat anlayışıdır. Belirli bir sanat, bir edebiyat ya da belirli bir kültür dalı akımının karakteri değil, evrensel bir üsluptur. Öyle evrensel bir üslup ki, Batı kültür ve uygarlığına tarihin belirli bir çağında karakterini vermiş, bu çağa damgasını kuvvetle vurmuştur. Barokda simetri ortadan kalkmıştır. Resimlerdeki ışık- gölge dağılımı, her biri ayrı bir gizli kaynaktan ışık alıyormuş gibi resmedilmiştir. XVII. Yüzyılın ortaya çıkışı resim sanatının geçmişle ilintilerini koparmıştır.
En önemli sanatçıları resimde; Rubens, Rembrant, Caravaggio, mimarlıkta; Borramini, heykelde; Bernini’dir.
Kullanılan renkler de ışık ve gölge kullanımının denetimi altında derin bir duyarlığa yönelmiştir. Bu durumun en üst düzeyde karşılığını bulduğu resim sanatı kadar mimari ve heykelde de aynı arayışlar geçerlilik bularak, mimari biçimler ve heykel formları ışık ve gölge dağılımının hakim olduğu hareketli ve değişken canlı ve zengin süslemeli yüzeyler bu sanat kollarına temel teşkil etmiştir. Zengin ışık oyunları ve süslemenin en üst düzeyinde ulaştığı Barok Sanat anlayışının en son süreci içinde bu duyarlık çok daha ileri boyutlara varmış ve bu süreç ana Barok kaynaktan farklı özellikler göstermeye başlamıştır.
Sanat tarihçileri 16. yüzyılın sonunda ün kazanan Caravaggio’yu Barok resmin babası sayarlar. 1573-1610 Milano’dan pek fazla uzak olmayan Caravaggio Köyünden gelen Mihelangelo da Caravaggio, kısa yaşamına sığdırdığı birbirinden başarılı yapıtlarla bu tanımı hak etmiştir. ısa’nın Mezara Konuluşu (Vatikan) adlı yapıtında sağda ellerini acıyla kaldırmış azizeden başlayarak sola doğru kademeli olarak sıralanıp eğilen figürlerin hareketi, ısa’nın sarkan koluyla mezar taşına ulaşmaktadır. Hareket hem acıyı hem mezara konuluşu ifade etmekte, gerek ortadaki kırmızı şal gerek ustalıklı gölge-ışık kullanımı dramatik bir etki oluşturmaktadır. Caravaggio gerçekçi bir ressamdır. Çoğu birer işçi olan azizleri nasırlı ellerle ve çamurlu ayaklarla resimlemekten çekinmemiştir. Bu yüzden kiliseyle sık sık anlaşmazlığa düştüğü bilinir. Sanatçı Golyat’ın Başını Kesen Genç Davud (Gallerie Borghese, Roma) adlı resminde ise uyumlu hareketler, etkileyici yüz ifadeleri ve başarılı gölge-ışık kullanımıyla seyirciyi ürperten güçlü bir dramatik görünüm yaratmayı başarmıştır.
Caravaggio’nun ışığı, vücuda zarafet ve yumuşaklık vermez; serttir ve derin gölgelerle yarattığı karşıtlıkta neredeyse göz alır ve tüm sahneyi, çağdaşlarından pek azının değerlendirebildiği ama sonraki sanatçıları kesinlikle etkileyen uzlaşmasız bir içtenlikle belirginleştirir.
Caravaggio’nun etkisi kısa zamanda tüm Avrupa’ya yayılmıştı. ıtalya’da eğitim gören pek çok sanatçı onun yolunu seçmiştir. Bunlara “Caravaggistler” denir. Avrupalı sanatçılar, ustanın az sayıda yapıtını göremese de dört bir yana yayılan Caravaggistler onun üslubunu tanıtıyorlardı.
The Incredulity of Saint Thomas 1601-02; Oil on canvas, 42 1/8 x 57 1/2 in; Neues Palais, Potsdam
Şüpheci Thomas : İsa’nın çarmıha getirilmesinden sonra yaralarının gerçek olup olmadığını inceliyor. Resimde; Aziz Thomas, İsa ve 3 Havarisinin başları odak noktası olarak ele alınmıştır. Dikkatli baktığımızda geometriksel bir şekil ortaya çıkmaktadır. Konu sadece bir yerde yoğunlaşmaktadır. Bu yoğunluğu ve bütünlüğü sağlamak için de bakışlar konuya doğru yöneltilmiştir. Havariler, İsayı izlerken Aziz Thomasda alnını iyice kırıştırarak parmağını İsanın yarasına sokarak incelemektedir. Bu şok edici gerçekçilik sert bir ışık - gölge ile aydınlatılmıştır. Işık - gölgede konu üzerinde yoğunlaşmıştır. Zaten resme ilk baktığımızda gözde ışık alan yerde yoğunlaşmaktadır. İkinci plânda bir bütünlük sağlanıyor.
Figürler üzerindeki kumaş kıvrımlarının hareketliliği de ışık - gölge ile sağlanmıştır. Yani ışık buraya fazla verilmiş olup ilk burası göze çarpmaktadır. Işık belirli koyuluklarla figürler üzerine yayılmıştır. Sonra Thomasın kolu ve elleri üzerine gölgeleme gelmektedir. Üstteki Havarinin alnında ışık bariz şekilde görülmektedir. Diğer figürde ışık - gölge oyunu yok denecek kadar azdır. Resimde derinlik hissi ve ön - arka ilişkisi vardır. Modle kaygısıyla ışık - gölge açıktan koyuya doğru yapılmıştır. Resimde arka plân düz bir satıhtan oluşmaktadır. Renk olarak bir hareketlilik yoktur. Böylelikle ön tarafta bulunan figürlerdeki hareketlilik, renk, ışık - gölge çok rahat bir biçimde kendini göstermektedir. Kısaca diyebiliriz ki resimde arka plân yoktur. Aziz ve Havari figürlerinde köylüleri model almıştır.
Şüpheci olan Caravaggio, neredeyse sanatta tek başına devrim yapmıştır. Günümüzde bile tablolarındaki güç ve canlılık izleyiciyi şaşırtmaktadır. Caravaggioya göre çirkinden korkmak, aşağılanması gereken bir güçsüzlüktür. O bizzat gördüğü gerçeği arıyordu. Klasik örnekleri sevmiyor, “ideal güzellik” kavramına saygı duymuyordu. Alışık yöntemlerden uzak durup, sanatı taze bir bakış açısıyla ele almak istiyordu. Birçokları Caravaggionun sadece seyirciyi şaşkınlığa uğratma amacı güttüğünü, güzelliğe ve geleneğe saygısı olmadığını düşünüyordu. Ama O, bu tür eleştirilerle karşılaşan ilk ressam oldu. Sanat görüşü, kendisini eleştirenler tarafından bir slogana dönüştürülen ressamdı: O bir “Doğalcı” olmakla suçlanıyordu. Ne varki Caravaggio, vaktini olay yaratmaya çalışmakla harcamayacak denli büyük ve ciddi bir sanatçıydı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sanat,Resim,Heykel,Tiyatro,Sinema,Fotoğrafçılık,Dans