Juan Rulfo, “Yaratma Uğraşı” başlıklı denemesinde, bir yazarın aklından geçen her şeyi kâğıda dökemeyeceğini, düşüncenin dile gelmesinin son derece zor bir iş olduğunu vurgular. Bu tespit, düşünce ile yazı arasındaki girift bağı aydınlatması açısından değerlidir. Görsel sanatları bir kenara bırakırsak, edebî metinlerin genellikle tek başına bir çabanın mahsulü olduğunu, yazarla metin arasındaki düşünce akışının tek bir yönde ilerlediğini de kabul etmiş oluruz. Sanat eserlerinde farklı bakış açılarını yakalamak, çoğu zaman ekip çalışmasıyla mümkün olur. Disiplinlerarası temalarla şekillenen yapıtların baskın bir fikirle sınırlı kalmaması, işte bu kolektif emeğin sağladığı çeşitlilikle açıklanabilir. Oysa yazar, eserini kaleme alırken yapayalnızdır. Düşüncenin yazıya tam olarak geçirilememesi fikri de bu yalnızlıktan kaynaklanır.
YAZARAK HATIRLAMAK
Dünya edebiyatında yazarların bir araya gelip ortak eserler ürettiğine sıkça şahit oluruz; ne var ki yerli edebiyatımızda bu türden işbirliklerine pek
YAZARAK HATIRLAMAK
Dünya edebiyatında yazarların bir araya gelip ortak eserler ürettiğine sıkça şahit oluruz; ne var ki yerli edebiyatımızda bu türden işbirliklerine pek
